Fazla şeker bağışıklığı da çökertiyor

İlave Şeker Tüketimi Sağlığımızı Tehdit Ediyor!

Uzmanlara göre, günlük hayatta aldığımız şeker miktarını azaltmamız gerektiğini vurguluyorlar. Pek çok gıda maddesinde beklenmedik şekilde şeker bulunduğunu belirtiyorlar. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, “İçtiğimiz şeker miktarını azaltmak, sağlığımız için olumlu bir adım olacaktır” diyor ve konuyla ilgili önemli bilgiler veriyor. İşte detaylar:

ZEHİR GİBİ ALGILANIR

Vücuda çok fazla rafine şeker girdiğinde, bağışıklık sistemi bunu toksik bir madde olarak algılar ve tepki gösterir. Bu durum, bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açar. Ayrıca, rafine şeker karaciğerde trigliseride ve kötü kolesterole (LDL) dönüşebilir. Aşırı şeker tüketiminin çocuklarda hiperaktivite, öğrenme güçlüğü ve davranış bozukluklarına neden olabileceği bilinmektedir. Biyolojik atalarımız için şeker kaynağı bal ve meyvelerdi. Bu içerdikleri su, lif, antioksidanlar ve diğer faydalı bileşenlerle sağlıklı bir gıda kaynağı olarak nitelendirilir.

ALKOL VE SİGARA GİBİDİR

Şeker, alkol ve tütün gibi zararlıdır. Günümüzün en tehlikeli bağımlılık maddelerinden biridir. Dolayısıyla, şeker tüketiminin sınırlandırılması şiddetle önerilir. Şeker, obezite genleriyle ilişkilidir. 10’dan fazla obezite genine sahip bireyler, şekerli gıdaların olumsuz etkilerine daha duyarlı olabilirler.

HANGİ HASTALIKLAR TETİKLENİR?

Şeker, insülin direncine neden olabilir. İnsülin direnci, yağ depolamasına yol açan bir hormondur. İnsülin seviyesinin yükselmesi obezite, yüksek tansiyon, Tip 2 diyabet ve kalp-damar hastalıklarına yol açabilir. Bel bölgesindeki kalınlık, pankreasın daha fazla insülin salgıladığının bir işareti olabilir. Ayrıca, şeker bağırsaklardaki kötü bakteri miktarını artırabilir.

KANSERE YOL AÇAR MI?

Alman bilim insanı Otto Warburg, kanser hücrelerinin büyük ölçüde glikoz tüketimine bağımlı olduğunu keşfederek Nobel Tıp Ödülü kazandı. Günümüzde, kanserin varlığını ve yayılmasını belirlemek için kullanılan PET BT taramalarında vücudun en çok glikoz tüketen bölgeleri incelenmektedir. Fazla glikoz tüketiminin kanserle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Rafine şeker ve rafine un içeren besinlerin kanser hücrelerinin gelişimine ve yayılmasına katkıda bulunduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Bu nedenle, kanser hastalarının rafine şeker tüketiminden kaçınmaları önemlidir.

BASİT KARBONHİDRATLAR TEHLİKELİ

Rafine şeker ve beyaz un içeren yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Kabuk ve rüşeym tabakaları alınarak işlenen un, maya, şeker ve tuz eklenerek elde edilen ekmek gibi besinler, glisemik indeksi yüksek ve kanser hücrelerini besleyici bir yapıya sahiptir. Benzer şekilde, beyaz undan yapılan makarna, poğaça, kek gibi gıdalar sadece kanser hücreleri için değil, insülin seviyeleri için de zararlı olabilir. İnsülin, kanser hücrelerini destekleyen bir hormondur.

Related Posts

Türkiye Psikiyatri Derneği’nden kenevir düzenlemesi uyarıları: Sıkı denetim ve izleme sistemleri oluşturulmalı

Türkiye Psikiyatri Derneği’nden kenevir düzenlemesi uyarıları: Sıkı denetim ve izleme sistemleri oluşturulmalı

TTB’den kenevir kullanımıyla ilgili uyarı: Yasa teklifi gözden geçirilmeli

Türk Tabipleri Birliği (TTB), TBMM’de görüşülen “Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” kapsamında gündeme gelen kenevir maddesiyle ilgili açıklama yaptı. TTB, kenevirin tıbbi kullanım dışındaki alanlarda serbestleştirilmesinin halk sağlığı açısından risk taşıdığı uyarısında bulunarak, düzenlemenin tekliften çıkarılması gerektiğini belirtti.

40 yaşından sonra başlıyor! 6 etkili egzersizle diz şikayetlerinden kurtulun

Son yıllarda görülme sıklığı hızla yaygınlaşan osteoartrit (kireçlenme), günlük yaşamı adeta baltalıyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Özgün Barış Çolak, diz kireçlenmesine karşı günlük yaşam alışkanlıkları arasına mutlaka eklenmesi gereken 6 etkili egzersizi anlattı.

Milimetrik boyuttaki tümörler artık net şekilde görülecek

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde onkolojik, nörolojik ve kardiyolojik alanlarda tanı ve evreleme süreçlerini daha güvenilir hale getirecek “PET/BT” cihazı hizmete alındı.

Kanser tedavisinde tarihi mantar umudu: ‘Mumyanın laneti’ yeni ilaçların önünü açabilir

Arkeolojik kazılarda “mumyanın laneti” ile ilişkilendirilen Aspergillus flavus mantarı, bilim insanları tarafından kanser tedavisinde umut vadeden bir molekül kaynağı olarak keşfedildi. Yeni araştırma, mantardan izole edilen bileşiklerin lösemi hücrelerini durdurmada güçlü etkiler gösterdiğini ortaya koyuyor.

Anoreksiya nasıl bir hastalık, anoreksiya hastalığının tedavisi yok mu?

Anoreksiya nevroza ile mücadele eden Nihal Candan, 23 kiloya kadar düşen bedeniyle verdiği yaşam savaşını kaybetti. 30 yaşındaki Candan, hayatını kaybetti.